Rize Ailesiyiz
Rizem  
  Ana Sayfa
  Uye Girisi
  Kayit ol
  Rize Tarihi
  Fotograflarla Rizemiz
  Komik Fikralar (Video)
  Uyelerimiz ve Fotograflari
  Sohbet ve Radyomuz
  Forum
  Siirler
Copyright Rize Ailesiyiz biz
Rize Tarihi
............................................................................................................ İLK TARİHİ İZLER: Rize ili ve çevresinin bilinen ilk hakim ahalisi, bitişken dilli ve Asya kökenli kavimlerdir. Bunlar Rize ve çevresinde tarım ve hayvancılıkla geçinen yerleşik topluluklarıdır. Bu topluluklardan "KULKU-KULKHA"ların adına, Erzurum yöresini kendi ülkesinin topraklarına katan URARTU kralı II. SARDUR (M.Ö. 765-735) 'un Çıldır gölünün güneyinde Taşköprü köyünün üstündeki kayalıklara kazdırdığı çivi yazılı kitabede rastlanmıştır. M.Ö. 2000'lerde Kafkas dağları ile Karadeniz'in kuzeyinde yaşayan Kimmerler'in Ülkesi, M.Ö. 720 yıllarında Sakalar tarafından işgal edildi. Kimmerler'in Azak denizi ile Kafkaslar arasında yaşayan kolu, Sakalar'ın baskısı ile M.Ö. 714 yıllarında yurtlarını bırakarak Aras ve Çoruh nehri boylarınca yayıldılar. Kimmerler'in bu ilk göçleri, en eski destani Gürcistan tarihi olan "Kartlis-Çkhovrebe"da kartli (Gürcistan) ve komşularını esarete aldıkları ilk seferi diye anılmaktadır. Daha sonraları Kızılırmak ve Adana Bölgesine kadar hakim olan Kimmerler'den, Trabzon-Bayburt arasındaki Kemer dağı, Rize Çayeli İlçesi çıkışındaki Kemer köyü, Kızılırmak boyundaki Gemerek ile Kars'ın doğusunda yer alan Ümrü gibi coğrafya adları günümüze kadar gelmiştir. Aşağı Tuna ve Karpatlara kadar Doğu Avrupa'ya hakim olan Sakalar M.Ö. 680 yılında kendilerine itaat etmeyen son Kimmerler'i de yenerek Azerbaycan ve Gürcistan'a yayıldılar. Saka Kralı MADOVA'nın M.Ö. 626'da Medler'ce hile ile öldürülmesi üzerine Heredot'un andığı "Asya'da 28 yıl süren Sakaların hakimiyetleri" sona erdi. Saka göçleri sırasında, Aşağı Çoruh ve Rize-Batum arasına "Kalaç" adlı bir Türk boyu yerleşmiştir. Bu boyun yerleştiği bölgeye, M.S. 150 yıllarında yazılan PTOLEMEUS'un coğrafyasında Kalarzen, Gürcü kaynaklarda ise Klarc-et (=Klarç yurdu) denmektedir. Batom-Rize arasında güneyden Karadeniz'e esen sıcak rüzgarlar hala "Kalaş yeli" olarak anılmaktadır. Ayrıca Rize yöresindeki Türkmen/Oğuz topluluğu içinde yer alan Askur Boyunun Rize'nin doğusundaki Askoroz çayı diye bilinen çaya adını vermiş olması gerektir. Yine Sakaların Horosan kolunun gelen Arşaklar ve Balkarlar Bayburt çevresi Çoruh vadisi boyunca yerleşmişlerdir. Bu yüzden Bayburt ve İspir'in kuzeyindeki sıra dağlara günümüze kadar ve hece kaymasıyla "Balkal" ve buradan güneye doğru esen yağmur getiren rüzgara da "Balkal yeli" denile gelmektedir. Rize'de Hemşinlilerin en güzel yaylaları Baykal dağlarındadır. KOLONİ DÖNEMİ : M.Ö. 670 yılında Ege'de yaşayan Milletoslu denizciler Marmara ve Karadeniz kıyılarında Plinius'un tarihine göre 10 kadar empeion (Pazar yeri) adı verilen ticari nitelikle liman şehirleri kurmuşlardır. Bu arada Rize'nin de Kolonize edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Tarihi akış içerisinde M.Ö. 7 YY sonlarında Kimmer akınlarının Anadolu'yu kargaşaya sürüklemesinden faydalanan Medler'in yöreyi istila girişimleri, M.Ö. 550'de Med krallığını yıkan Pers kralı II. Kiros'un aynı şekilde ki istila hareketleri yöredeki savaşçı kavimlerin karşı koymaları nedeni ile Rize çevresinde başarılı olamamışlardır. Büyük İskender'in Pers kralı III. Darius'u kesin bir yenilgiye uğratması ile eline geçirdiği Anadolu Hakimiyeti M.Ö. 323 senesine kadar sürmüştür. Büyük İskender'in ölümü ile İmparatorluğun devamı niteliğinde olan Pontos, Koppodkida, Bithynia gibi krallıklar kurulmuştur. Ancak Trabzon, Rize gibi bir takım serbest şehirler, bu krallıklara bağlı olmadan varlıklarını sürdürmüşlerdir. PONTOS VE SELÇUKLULAR DÖNEMİ : İskenderin ölümünden sonra Komutanları ve Satraplar arasında çıkar egemenlik savaşlarında bağımsızlığını ilan eden Mitridates Kitistes Karadeniz kıyısında Sinop dolaylarına doğru genişleyen Pontos krallığını kurdu. Pontos kralı Farnakes M.Ö. 180'de Rize'yi İşgal ederek krallığı topraklarına kattı. M.Ö. 5. Yüzyılda Karadeniz'in kuzeyini gezen Herodot sakaların "Alazon" (+Alazlar) boyundan söz eder. M.S. 23-79 yılları arasında yaşayan Romalı PİLİNUS aynı yörede "Laz'lar" (Laz'oi) adlı bir kavim yaşadığını bildirir. 131 yılında Karadeniz kıyılarını gemi ile dolaşan Romalı ARRİANOS, Karadeniz'in doğusunda hakim olan Lazlardan bahseder. Rize, M.S. 10-395 yılları arasında Roma, 395 yılından itibaren de Bizans hakimiyeti altında yer almıştır. Sakaların Kars, Iğdır kesimine yakın Gökçegöl ile Alagez dağı arasında yaşayan bir boyu olan Amadunuler 626 yılında İranlıların baskısından kurtulmak için Boy Beyleri Hamam'ın öncülüğünde Çoruh ırmağını aşıp Rize'nin Dampur adlı ıssız yerini şenlendirerek ve bu yöreye HAMAM-A ŞEN (Hamamın şenliği) adını vererek yerleşip yurt tuttular. Bu yöreye bu gün Hemşin denmektedir. 646 yılında yöre Araplar tarafından vergiye bağlanmış olup 737 yılında da kısa bir süre Araplar'ın eline geçmiştir. XI. Yüzyıldan itibaren Rize'ye Türkmenlerin akınları yoğunlaşır. 1071 Malazgirt zaferi ile birlikte Bizans'tan feth edilen bölgelerde Türk emirlikleri kurulurken, Erzurum-Saltukluları da Çoruh nehri boyları ile birlikte Rize bölgesini hudutları içine aldılar. Alpaslanoğlu Sultan Melikşahın emirlerinden Ebu Yakup ile Emir İsa Böri adındaki Komutanlar 24 Haziran 1080 Posof-Kol zaferi ile Apkaz-Gürcistan krallığını yenerek Giresun'un batısına kadar olan Doğu Karadeniz bölgesinde Bizans'ın Hakimiyetine son verdiler. Böylelikle Büyük Selçukluların yükselme devrinde tüm Anadolu ile birlikte Rize de Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Bu gelişmelerden sonra 100 bin nüfuslu Çepni'ler ile Kürtünler Doğu Karadeniz kıyılarına ve Rize'nin İkizdere kesimine yerleştirildiler. 1098 yılında Danışmenlilerin yöreye kısa bir dönem hakimiyetleri söz konusudur. Ancak Haçlı seferleri yüzünden canlanan Bizanslar, 1098'de Trabzon ve Rize kesimini Emirüssevahil Sülübey'den aldılar. Çoruh vadisinde yerleşmiş olan Kıpçak boyundan Kubasar ailesi ve taraftarları 1195 tarihinde doğudan yeni-Kıpçakların gelişinden rahatsız olarak Bizans idaresindeki Rize ve Trabzon bölgesine gelip yerleşmişlerdir. İkizdere ve Sürmene'deki 60 aileden çok Kumbasar oymağı, bunların torunlarıdır. IV. Haçlı seferinde Frenklerin İstanbul'u işgali üzerine baskıdan kaçan KOMMENLER soyu, 1204 yılında Rize'yi de içine alan TRABZON PONTOS RUM imparatorluğunu kurmuşlardır OSMANLI FETHİ ve İDARESİ'NDE RİZE BÖLGESİ : YENİ TÜRK GÖÇLERİNİN YERLEŞTİRİLMESİ (Karaman/Konyalı, Akkoyunlu, Dulkadırlı) Fatih II.Sultan Mehmed, Komninoslu bir anadan doğan ve Komninoslardan evli olup, Turabozan Takfurluğunun müttefikiki olan Akkoyunlu Padişahı Uzun Hasan'a rağmen, 1461 yazında ordusuyla gelince, son Takvur "eman" ile savaşsız teslim oldu. Daha önce şehirdeki Rumların çoğu ve çevredeki Rum köylülerinin bir takımı, Kırım'a göçüp, orada yerleştiklerinden, 1475 de Kırım liman şehirleri Venedik ve Cenevizlilerden alınıp,ilk tahrir yapılırken, bunlar "Turabuzoniyan" diye yazıldığı görülüyor. Aynı 1461 yılında, doğuda Çoruk ağzına kadarki yerler ve arada Rize'de savaşsız fethedilerek, bütün buralar, yeni kurulan "Turabozan Sancağı"na bağlandı. Şehir ve kasabalara gönüllü ve sürgün olarak Çorum, Amasya, Tokat ve Samsun bölgelerinden Türkler getirtilerek vergilerden muaf olarak 1464 yılına kadar yerleştirildi. İkinci Fatih çağı iskanı, 1466 da Konya/Karaman Eli fethedildikten sonra, şehir ve kasaba halıkını çoğu İstanbul'a, azı Turabozan Sancağındakilere ve köylülerde, Rumeli ile Turabozan Rize köylerine yerleştirildi. Bu yüzden, her iki iskan sırasında gelen Müslüman Türkler, buralardaki Kıpçaklı ve yerli ahaliyi, gönüllü Müslümanlığı kazanırken, Osmanlı vergi defterlerinde, kimlerin hangi göçmenin irşadiyle Müslüman olduğu işaret edilmiştir. 1486 yılında yani Fetih'ten 25 yıl sonra tutulan ilk Turabozan Sancağı TAHRİR TAPU DEFTERİ'nde, şimdiki Rize İli bölgemiz: * RİZE, * ATİNA (Hemşin nahiyeleri dahil), * LAZLUK (Ardeşen, Vitçe/Fındıklı, Arhavi, Khopa dahil) üç kaza halinde Turabzon'a bağlı bulunduğu belirtiliyor. Sultan II. Bayezid'in oğlu Şehzade Sultan Selim'in 1511 yılına kadarki 20 yıl süren "Turabzon Sancakbeğliği" sırasında, 1501-1507 yıllarında aşırı Şiilik ile Akkoyunlu Sünni Devletini yıkan Safevi Şah İsmail'in kırgın ve zulümden kaçan Akkoyunlu Türkmenleri, en yakın Osmanlı toprağı olan (çünkü, Fırat'ın batısında Divriği'ye kadarkiş yerler, Mısır Kölemen Devleti elinde idi), Turabzan Sancağına aileleriyle birlikte sığındılar. Şehzade Yavuz Selim, bunları bağrına basarak, Trabzon ve Rize bölgelerine iskan ederek, geçimlerini kolaylaştırmak için, onlardan kurduğu ordu ile 1508 de Kutay şehrini alarak, Batı Gürcistanı yağmalayıp, kendisine tabi kıldı. Şehzade Sultan Selim çeğında o kadar kalabalık Akkoyunlu Türkmeni bu iki ilmiz bölgesine gelip yerleştiki, onların lehçesiyle bugün bile Rize'de ve Trabzon'da, "KE" sesini "Ç" ve "GE"'yi "C" biçiminde (Türç/Türk, Çatip/Katip, Coz/Göz, Cemi/Gemi sözlerindeki gibi) söylenenlerin lehçesi, Tebriz ve Revan Türkleri ile, yine 1534-1545 de Kanuni Sultan Süleyman'ın Tebriz şehrinden göçürüp gönüllü iskan ettirdiği Erzurumlular'ın konuması gibidir. 67 ilimiz içinde, Erzurum şehir içi ve yakın köyleri ile, Trabzon ve Rize halkımızın bu biçimdeki Akkoyunlu lehçesi yaşatmaları Türk dili Tarihi Profesörü rahmetli Dr.Ahmet CAFEROĞLU'nun kitabı ile, Atatürk Üniversitesi eski öğretim mensuplarından Rizeli rahmetli arkadaşım Dr. Turgut "Rize Ağzı" kitabındaki derleme metinlerden anlaşılmaktadır. Trabzon veRize (Hemşin kesiminde)ki "Bornak" adlı köy va yayla da, Akkoyunlu uruğunun vezirler çıkaran boyundan olup, buralara iskan edilen koldan kalmadır. Rize Tabzon bölgesine son ve dördüncü iskan, Yavuz Selim'in Padişah olduktan sonra, Mısır Kölemen Sultanlarına möeylettiği anlaşılan Maraş-Elbistan'daki Dulkadiroğlu Türkmen Beğiliğini 1515 de ortadan kaldırınca oradan gönderdiği Maraşlı ve Dulkadırlu oymakları ile olmuştur. * Bu yüzden, Dulkadırlı uruğunun KÖROĞLU oymağı kolundan Rize'de, Hemşinliler içinde, birkaç ailesi Ankara'da yerleşmiş 18-20 kadar "Köroğlu" soyadını devam ettirenler vardır. * Bunun gibi "Kürdoğulları" adlı Hemşinli ailelerde, Şah ismail'in zulminden kaçıp, Sancakbeği Selim'e sığınanların torunlarıdır. * Bunlar gibi, Farkın/Silvandaki Salahaddini Eyyubi soyundan Beğler aileside 1507 de oradan kaçıp gelince Maçka'ya yerleştirilmiştir. Bunların neslide 1934'den önce "Eyyubizade" ve Soyadı Kanunumuza göre Eyuboğlu diye tanınan Maçkalı ailelerdir ki, birçok ünlü kişiler yetiştirmiştir. * Ayrıca Osmanlılar, bazı zaim ve sipahileri de, Rumelinden getirerek buralara yerleştirip, Dirlkik vermiştir. Tirebolulu H.A.Alparslan'ın tesbitine göre, Tilatorlar ve daha başka eşraf, Rumelden gelmektedir. Osmanlı Defterdarlığının tutturduğu şu ilk beş Tapu Tahrir Defteri, bütün eski Trabzon Sancağı kazaları gibi, Rize İlimiz için de, Fetihten sonraki ilk 120 içindeki ahali vergi mükellefleri, din, iktisadi, hayat, vakıflar, vergi kaynakları ve daha başka içtimai durumları öğrenmek için Dünyadaki eşsiz değerdeki milli kaynaklarımızdır. 1)1486 dan kalma, İstanbul Başbakanlık Arşivindeki 828 sayılı, 2) 1521 tarihli 52 sayılı defter. Bunda: * Mafavri/Çayeli ahalisinin Müslüman * Atina/Pazar ilçesinde bazı Hemşenli ve öteki yerlilerin "Kadim/Eski Müslüman" * Lazluk kesiminde de 35 köydekilerden Eski Müslümanların yani Osmanlı Fethinden önce Müslüman olagelmişlerin kaydı vardır. 3) 1523 tarihli 387 sayılı, 4) 1554 tarihli 288 sayılı 5) Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü "Kuyud'i Kadime Arşivi"nde 1583 yılından kalma 29 sayılı. Bunlardan 2,3, 4'den faydalanan rahmetli Hocamız Prof.Dr.Tayyib GÖKBİLGİN, 1962 de yayınladığı, "XVI. Yüzyıl Başlarında Trabzon ... ve Doğu Karadeniz Bölgesi" adlı araştırmasında .... bölgesine ait çok değerli bilgiler vermiştir. RİZE ADININ ADAŞI ve MİLLİ MÜCADELEMİZ'DE RİZE BÖLGESİ Tarih metodunda, bir kavim veya coğrafyanın tanıdığı adların bilinmesi, onun aslını tanıtır. Öteden beri Rumların yayın ve propagnadalarına uyularak, 1877 de basılan Şâkir Şevket'in "Tırabuzon Tarihi" bizde de Rize" adının Rumcada: a) Pirinç/Çeltik /ekilen yer) b) Dağ eteği anlamına geldiği tekrarlanmış; bunun adaşı olup olmadığı araştırılmamıştır. Halbuki, ner pirinç yetiştiren, ne de dağ eteği olan Erzincan'ın eski adı da, Sakalar'ın Khalyb boyundan kalma olarak, ERİZA/EREZ idi. Küçük Arşaklılar bahsinde gördüğüğmüz, Hristiyanlığı resmi devlet dini yapan Arşaklı III.Tiridat'ın (287-330), Roma'dan yanında getirdiği katibi Agahthangelosd(V,CIX), 286 yılı vak'alarını anarken, Karasu/Fırat'ın sağ yanıundaki eski Erzincan için, "Anahit/Tapınağı bulunan Erez Şehri" diyor. 324 de ölen Süryani Kalaglı Zeno da "Daron Tarihi"nde (51) Aziz Grigor'un, Hükümdarın izniyle eskiden tapılan putları yıkmağa ve ortadan kaldırmağa başladığı sıralada, Erez'dekileri de temizlediği anlatılır. Khorenli (II,14), Artaksiyaslı II.Tigran'ın (M.Ö.95-96) tapındığı putlar arasında, Eriza'da Artemis (Erzincan'da Anahit) heykelinide sayar. "Alaz" adının, baştaki ses yutularak "Laz" biçiminde söylenme sebebini açıklarken, bunun Karadeniz Hazar Denizi arasında adet olduğunu misalleriyle arz etmiştim. Karadeniz kıyısındaki Rize'nin eski adı, "Eriza" ile adaş olabilir ve baştaki ses yutulduğundan, Rize kalmış. Kurtulusu Anlatan bir Nenemuz...................
Siteye Giris  
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
 
Saat Burclar Hava Durumu DOviz  
 

Saatler İçin Tıkla

Günlük burçlar

Yorumcu.com hizmetidir

 
Gunun Sozu  
   
sohbet kutusu  
 

 
Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol